Akıllı Şehirler, Dijital Ülkeler


Herkese merhaba ve hepimize iyi yıllar!
Aralık ayında yazamamamın mahcubiyetiyle, yeni yılın ilk haftasonunda erkenden uyanıp şahane bir kitabı size anlatmak istedim. Yeni yılda okuduğum çeşitli kaynaklar, 2018 ve takip eden yıllarda teknolojik yeniliklerin artık efsanevi birer fısıltı olmaktan çıkıp hayatımıza doğrudan etki edeceğini gösteriyor. Hepimiz okuyoruz, karşılaşıyoruz, tartışıyoruz: Yapay zeka meslekleri öldürecek mi, Bitcoin geçici bir heves mi, Buluta geçmek gerçekten güvenli mi, Drone'lar mahremiyeti ihlal mi ediyor? Gerçekten de teknoloji sanki artık daha önce hiç olmadığı kadar hayatımızın içinde. Her şey giderek birbiriyle daha bağlantılı, daha entegre hale geliyor. Benim geçen yılki en büyük "pratik şaşkınlığım", ben çantamın içinde anahtarlarımı bulmak için debelenirken kapı komşumun, telefonundaki uygulama üzerinden kapısını tık diye açması olmuştu.

Tık diye açılan kapıdan biraz daha yukarı çıkın ve evin tamamını görüş alanınıza almaya çalışın. Yaptınız mı? O zaman biraz daha yukarı çıkın, şimdi sokağa hakimsiniz. Haydi şimdi biraz daha yukarı çıkın, çıkın, çıkın... Evet, artık tüm şehri görüyorsunuz. Şimdi, o yükseklikte gezinmeye başlayın ve şehre hakim kalın, çünkü şimdi akıllı şehirlerden konuşacağız.

İnfoloji firmasının katkılarıyla Optimist Yayınevi'nin bizimle buluşturduğu "Akıllı Şehirler, Dijital Ülkeler", Cisco Global Akıllı Şehirler İş Kolu'nun kurucusu Caspar Herzberg'in kitabı. Cisco İcra Kurulu Başkanı John Chambers'ın önsözüyle başlayan kitap, bize hem Akıllı Şehir kavramı ile ilgili derinlemesine bilgi veriyor, hem de Suudi Arabistan, Mısır, Çin, Hindistan gibi ülkelerde Akıllı Şehir hedefleri doğrultusunda atılan doğru, yanlış, iyi, kötü adımları ve deneyimleri anlatıyor.

Akıllı Şehir nedir?
Akıllı şehir, şehirlerin barınma, ulaşım, enerji, güvenlik konularında sınırlı kaynakları daha etkin ve verimli kullanabilecekleri yöntemlere olan ihtiyaçtan doğmuş bir kavramdır. Akıllı şehir, yerel yönetimlerin bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanarak çevre, enerji, ulaşım gibi kaynakların kullanımında operasyonel verimliliği artırıp kamu ile bilgileri paylaşması ve hem kamu hizmetinin kalitesini hem de vatandaşların refahını artırması anlamına geliyor. Sensörler, veri ve makine zekası, "akıllı şehirler" olarak bilinen gelişmiş şehir merkezlerini meydana getirerek bir şehrin işleyişinin nasıl olduğu ve ne kadar enerjiye ihtiyaç duyduğu konusundaki algılarımızı değiştiriyor (s.21). Ülkemizde şimdilerde akıllı sokak aydınlatması, ATM izleme-yönetim sistemi, akıllı sayaç okuma vb. gibi uygulamaları bulunan ve hızla gelişen Akıllı Şehir konseptinin, dünyada örneklerini gördüğümüz sürücüsüz araç teknolojileri, robotik süreç yönetimi, alternatif enerji çözümleri gibi uygulamaları kapsayacağı günler hiç de uzak değil.
Şehirler bugün bastırılamaz iki saldırıyla karşı karşıya. Biri eşi görülmemiş bir nüfus artışı, diğeri ise dijital yetenekler gerektiren çok büyük miktarda veri. Her ikisinin de yararları olmasına karşın ikisi de pek çok ülkede, özellikle yükselen ülkelerde şehir yaşamının kalitesine karşı yaygın bir tehdit oluşturuyor. (s.20)
Nüfus artışı, yaşam alanlarının bu artışa cevap verememeye başlaması, işsizlik artışı, kaynakların kısıtlı olması, verinin her zamankinden çok ve büyük olması, halihazırdaki altyapı sistemlerinin artan nüfusun ihtiyacına yetişememesi, tüketimin her zamankinden daha fazla olması, ülkeleri proaktif bir anlayışla "bir şeyler yapma"ya itti. Özellikle var olma savaşını sürdüren ülkeler daha erken ve daha büyük adımlar atarak alanlarında ilke imza atan dönüşümler gerçekleştirdiler. Hayatta kalmak için bunu yapmak zorundaydılar...

Bu nedenle, Akıllı Şehirler'in doğduğu topraklar Doğu oldu. Suudi Arabistan, Hindistan, Kore, Çin, Mısır, Malezya gibi ülkeler, yukarıda sayılan problemlerle mücadele etmek için "akıllı" olma yoluna gittiler. Herzberg'in cümlesini alıntılayacak olursam: "Bu ülke ve şehirler, daha çetin koşullar altında ve daha az kaynakla daha fazla insanı barındırmak için kentsel dijital devrimin takipçileri değil öncüleri olmak zorunda."

Bu demek değil ki Batı ülkeleri için her şey güllük gülistanlık. Elbette Batı ülkeleri de rekabete hazırlıklı olmalı ve kendi akıllı çözümlerini kurgulamalılar; çünkü dijitalleşmenin getirdiği hız, dengeleri değiştirip Doğu ülkelerini bir anda Batı ülkelerinin önüne geçirebilir. Yani aslında Batı ülkeleri de dijitalleştirilmiş hizmetlere - o kadar acil olmasa da- en az Doğu ülkeleri kadar bağımlılar.

https://smartcitiesworld.net

Elinizdeki kitap bize, bir şehrin ne olduğu ve ne olabileceği yönündeki algılarımızı yeniden belirlememiz konusunda yardım ediyor ve geleceğin şehirlerinin bize ve gelecek kuşaklarımıza nasıl katkısı olacağını öğretiyor. Gerçek hikaye ve deneyimlerle; Doğu ülkelerinin adım adım Akıllı Şehirleri benimseme yolculuğunu Cisco perspektifinden anlatıyor.

Kitabımız önümüzde açık kalsın, okumaya devam etmeden önce isterseniz biz birazcık da kendi ülkemizdeki atılımlara bakalım. Akıllı Şehirlerden bahsedip de kendi ülkemizdeki gelişmelere duyarsız kalmak içime sinmiyor, o yüzden zaten yeteri kadar "spoiler" verdiğimi düşünüp kitabın tamamını okumayı size bırakıyorum ve kısıtlı alanımda biraz da Akıllı Şehirler ve Türkiye'den bahsetmek istiyorum.

Türkiye'de Akıllı Şehir teknolojisinin öncüsü olan Türk Telekom, ilk Akıllı KenTT projesini 2015 yılında Karaman'da duyurmuştu. Benim de Türkiye'deyken bir parçası olduğum firma olan İnnova'nın, hem Karaman'da, hem Kars'ta sunduğu uygulamalardaki yeni nesil "Nesneler arası haberleşme platformu" (IoT tabanlı çözümler) sayesinde Akıllı Şehirler Projesi'ne çok önemli destekleri mevcut. Örneğin İnnova tarafından kurulan Akıllı Şehir Operasyon Merkezi ile yönetilecek olan Akıllı Kavşak uygulaması, Kars'ta trafik ışıklarının dinamik olarak kontrol edilmesini ve trafik yoğunluğunun yönetilebilmesini,  buna bağlı olarak yıllık 145 bin litre yakıt tasarrufu sağlanmasını hedefliyor. İnnova, IoT platformunun geliştirilmesinden, yönetim ve izleme ekranlarının oluşturulmasına, operasyon merkezinden kiosk ve digital signage uygulamalarına kadar birçok çalışmayı entegre biçimde başarıyla gerçekleştiriyor.

http://www.innova.com.tr

Türkiye'nin Akıllı Şehir beklentilerini ortaya çıkaran, Türkiye Bilişim Vakfı, Deloitte ve Vodafone'un ortak bir çalışmasının ürünü olan "Akıllı Şehir Yol Haritası Raporu" da akıllı şehirlerin, ülkemizin gayri safi milli hasılasına yılda yaklaşık 30 milyar liralık katkıda bulunacağını öngörüyor (1 Aralık 2016).




Evet, hem akıllı şehirler kavramı, hem Nesnelerin İnterneti (IoT), tek bir yazıyla anlatılabilecek gibi değil. Ben elimden geldiğince kısa, öz ve kendimle muhalefete girişmeden tanıtmaya çalıştım. Akıllı şehirlerin maliyeti, dezavantajları, kritik verinin kullanımı, olası güvenlik tehditleri gibi pek çok soru işaretini de bir başka yazıya bırakıyorum.
Meraklısı için bu yazıyı yazarken göz gezdirdiğim kaynakları yazının sonuna ekledim.

Hepinize keyifli okumalar.

Irmak

Araştırdığım kaynakların linkleri:
Akıllı Şehirler, Dijital Ülkeler, Caspar Herzberg, Optimist Yayınları 
Türkiye Bilişim Vakfı, Akıllı Yol Haritası
İnnova - SkywaveIoT Platformu 
Türk Telekom Akıllı Şehirler
Fortune Dergisi
İnnova - Skywave Broşürü





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden ile başla - Simon Sinek

Batna, Zopa ve Sonuç Alıcı Müzakere